Sınav Kaygısı

Sınav Kaygısı Nedir?

“Sınavlardan önce uykularım kaçıyor”, “Sınav benim için bir kâbus”, “Sınavlarda heyecandan dikkatimi toplayamıyorum” “O kadar heyecanlanıyorum ki, soruları doğru dürüst okuyamıyorum. Doğru cevabı bilsem bile yanlış şıkkı işaretleyebiliyorum” Sınav hazırlığındaki birçok öğrencinin bu sözleri dile getirdiği görülmektedir.

Sınav stresi; ders çalışma sürecinin yeterince iyi kullanılmamış olması ve sınav sonucuyla ilgili olumsuz kötücül fantezilerin kuruluyor olması (başarılı olamayacağım, ne kadar çalışsam da istediğim puanı alamam gibi) sonucunda fizyolojik tepkiler ve konsantrasyon  güçlüğü şeklinde ortaya çıkan bir durumdur.

Sınav Kaygısı neden ortaya çıkar?

Kaygının başarılı olup olmama ile doğrudan bir bağlantısı vardır. Herkes başarılı olmak ister ancak her sınav kişinin başarılı olup olamayacağı ile ilgili riskli bir durumdur. Kaygının temelinde; başarısızlık endişeleri, sınavın bir kişilik değerlendirmesi olarak algılanması, ailenin çocuktan, çocuğun ise kendisinden beklentilerinin yoğunluğu, çocuğun beklentileri karşılayamamaktan duyduğu endişeleri yer alır.

Nasıl Başa Çıkılabilir?

  • Konulan hedefin performansla orantılı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Değerlendirme sonucunda hedefin gerçekçi olmadığı saptanmışsa uygun yeni hedefler belirlenmelidir.
  • Sınav başarısının kişiliğin bir değerlendirmesi olmadığı sadece öğrencinin edindiği bilgi ve çalışmasının bir değerlendirmesi olduğu bilinmelidir.
  • Sınav sonucu ile ilgili tek bir hedef koymak yerine alternatif hedefler de tespit edilmelidir.
  • İstenilen başarı elde edilemediğinde hangi alternatiflerin olduğu da bilinmelidir.
  • Sınav kaygısı ile baş edilemiyorsa ve kaygı başarının düşmesine neden oluyorsa profesyonel yardım almaktan kaçınılmamalıdır.
  • Yeni ve bilinmedik ortamlar kaygıyı arttırabilir bu nedenle sınava girilecek yerin önceden görülmüş olması önemlidir.
  • Sınavın yapılacağı mekâna sınav süresine çok yakın bir anda gidilmemelidir. Hem geç kalma endişeleri hem de ortama alışabilecek sürenin olmaması kaygıyı arttırabilir.

Anne Babalara Altın Kurallar;

  • Sınav kaygısını tetikleyen önemli unsurlardan biri de anne babanın çocuktan beklentileridir. Özellikle çocuğun ilgi ve yeteneklerine uygun olmayan başarı beklentileri çocuğun sınava yönelik kaygısını arttıracaktır.
  • Her çocuk anne babasının beklentilerini ve taleplerini yerine getirme arzusu içindedir. Anne babasını hayal kırıklığına uğratma riskinin olduğu durumlar kaygının da artacağı durumlardır. Anne baba olarak çocuğunuzdan beklentilerinizi gözden geçirin bu beklentilerin ne kadarı onlar için bir baskı unsuru oluşturuyor bunu fark edin.
  • Ders çalışmaması konusunda suçlayıcı olmaktan çok bu problemi aşması için çözüm üretmesine yardımcı olun.
  • Çocuğunuzun istekleri ve hedefleri konusunda netleşmesine yardım edin. Zorlayıcı değil yönlendirici olun.

Sonuç olarak; sınav kaygısının öğrencinin gerçek performansını sergilemesinde olumsuz bir etkisi olduğu bilinmektedir. Sınav kaygısı ile baş etme konusunda gerekli yardımı yeterince alamayan öğrenciler istedikleri okullara ve bölümlere yerleşememekte, sınav hazırlığında göstermiş olduğu çabanın karşılığını sınavda alamamaktadır. Bu nedenle yardım almaktan kaçınılmamalıdır.

SINAV STRESİ İLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?

Sınava Bir Hafta Kala Yapılması Gerekenler:

Birçok öğrenci sınava hazır olmasına rağmen her yıl ya heyecandan ya da kaygıdan sınavda elde edebilecekleri başarıyı yakalayamıyor. O yüzden sınava girecek öğrencilerin sınava birkaç gün kala yapmaları gereken en önemli şey heyecanlarını başarılarını engelleyecek çizgiye getirmemek. Şimdiden etrafımızda onlarca gencin “heyecandan öleceğim, şu sınav bir geçse”, “bu sınav kaderimi belirleyecek, başaramazsam bittim ben” gibi cümleler kurduğuna şahit oluyoruz.

Oysa bu sınavda başarılı olmak istiyorsanız ilk yapmanız gereken, bu sınavı hayatın en önemli olayı haline getirmemek. Zira bu şekilde bakıldığında sınav günü yaklaştıkça stres ve kaygı da gittikçe artıyor. Eğer çarpıntı, el terlemesi, yutkunma, kızarma, boğulacakmış hissi, titreme, mide-bağırsak hareketlerinde artış, ateş basmaları, baş dönmesi, ağız kuruluğu ortaya çıkıyorsa ve bu belirtilere kötü senaryolar eşlik ediyorsa demek ki sınav kaygınız çoktan başlamıştır.

Sadece sınava girecekleri değil, onların ailelerini de heyecanlandırıyor. Onların tutumu sınava girecek olanları olumlu ya da olumsuz olarak etkiliyor. Peki sınav kaygısı nasıl yenilir ve sınav stresi en az seviyeye nasıl indirilir? Ailelerin tutumu bu süreçte ne olmalı?

Sevgili öğrenciler işte sınav stresini azaltmanın tüyoları;

Anne Babalara Altın Kurallar;

Öğrenciler için öneriler:

*Sınava  yakın günlerde gece gündüz ders çalışmak, faydadan çok zarar getirir. Sadece sınav stresini artırır. Eğer sınava gerçekten hazırlanmışsanız, sakin olmalısınız. Sadece son kontroller ve son antrenmanlar yapılacaktır.

*Olumsuz düşüncelerle beklentilerinizi ve planlarınızı ilişkilendirmeyin. Geçmişteki başarılarınızı hatırlayın ve bu başarıları tekrarlayabileceğinizi düşünün.

*Sınavın her şey olmadığını, zekânızın ölçülmediğini, sınavı kazanmak kadar kaybetmenin de normal olduğunu bilin.

*Zamanınızı iyi kullanmaya ve planlamaya çalışın.

*Normal halinizde nasıl iseniz o halinizi korumaya gayret edin.

*Kaygı sizi aşırı hareketli veya hareketsiz ve içe kapanık yapabilir. Sınava yakın günlerde daha çok ders çalışmak yerine, fiziksel aktiviteleri artırabilir, dozunda olmak şartıyla eğlenceli sporlara veya dinlendirici aktivitelere yer verebilirsiniz.

*Kaygınızı eğlenceli etkinliklerle ve olumlu düşüncelerle birlikte yaşayın. Moralinizi yüksek tutmaya çalışın. Mizah yazıları okuyabilir, eğlenceli filmler izleyebilirsiniz.

Sınava bir hafta kala zevk aldığınız şeylere ve hobilerinize hafta içinde birkaç saat ayırın. Açık havaya çıkmak gerginliği ve kaygıyı azaltır; enerjiyi artırır; olumlu düşünceleri pekiştirir.

Beslenmenize dikkat edin. Her besin grubundan yeterince alarak vücut direncinizi koruyun. Sınav öncesinde rejim yapmayın. Bunun tam tersi, aşırı yeme isteği de zararlı olabilir.

Bir yıl boyunca yapamadığınız işleri, özellikle ders çalışmayı, son bir hafta içinde yapmaya çalışmayın. Çünkü öğrenme, zaman alan bir iştir. Bir yılda öğrenilemeyen, bir haftada zor öğrenilir.

Sınava gireceğiniz okulu önceden görmekte fayda vardır. İnsanlar genellikle alışık olmadıkları ortamda rahat edemezler ve bu durum kaygı düzeyini artırabilir. Sınava gireceğiniz ortamı önceden görmeniz, sınav salonuna girmeniz, o havayı teneffüs etmeniz, sizi rahatlatacaktır.

Sınav başlamadan önce, “Keşke daha fazla çalışsaydım, daha çok deneme yapsaydım!”, “Eyvah, kazanamayacağım, başarılı olamayacağım!” düşünceleri zihninizi kurcalayabilir. Bu olumsuz senaryoları kafanızdan atmaya çalışın. Sadece okuduğunuz soruya yoğunlaşın.

Heyecanlanmaya başladığınızı fark ettiğinizde, bunun doğal olduğunu, hatta sınavda başarılı olabilmek için bu heyecanın gerekli olduğunu kendinize telkin edin.

Kaygı olsa da bunu paniğe dönüştürmeyin. Yaşadığınız şey sınav heyecanıdır ve son derece normaldir. Sınavla ilgili en ufak bir kaygı duymuyorsanız, bu da aslında çok sağlıklı bir durum değildir.

Kendinizi sınava hazır hissetmiyor olabilirsiniz. Ne kadar çalışırsanız çalışın, sınav öncesinde bu duygunun yaşanması normaldir. Eğer sınava çalışma konusunda elinizden geleni yaptığınıza inanıyorsanız, sınavdan korkmanıza gerek yoktur. Aylardır, belki de birkaç yıldır bu sınav için yaptığınız çalışmaları düşünün… Gördüğünüz dersleri, çözdüğünüz testleri, yaptığınız deneme sınavlarını, bitirdiğiniz test kitaplarını üst üste koyunca neredeyse boyunuzu geçiyor değil mi? Yaptığınız bunca çalışma varken, kendinizi yetersiz hissetmek pek de anlamlı olmasa gerek.

Sınav sırasında diğer öğrencilerin ne yaptıklarıyla ilgilenmeyin. Verilen süreyi en iyi şekilde kullanmaya çalışın. Bunu yaparken de sakin olun. Süreyi daha iyi kullanmak için soruları hızlı çözmeye çalışmayın, bu, sizin hata yapma riskinizi artırır.

Bütün çabalarınıza karşın, ne yaparsanız yapın sınav kaygınızı yenemiyorsanız, heyecanlanmaya devam ediyorsanız, işi oluruna bırakın.

Aileler için öneriler:

“Başarısız olursan bunun sonucuna katlanırsın!”, “Sınavı kazanamazsan bütün emeklerimiz boşa gider!” gibi sözlerle öğrenciyi korkutmayın.

Çocuğunuzun sınavı kazanmasından veya kazanamamasından bahsetmeyin. Sanki bir deneme sınavına gidiyormuş gibi davranın. Unutmayın ki ailenin çocuktan sınavı kazanmasını beklemesi de kaygıya yol açabilir.

Evdeki gergin ortam, öğrencinin performansını olumsuz etkiler. Bu nedenle çocuğunun sakin olmasını isteyen aileler, öncelikle kendilerinin sakin olması gerektiğini bilmelidirler.

Samimiyet çok önemlidir. Anne-babalar sınava girecek çocuklarıyla konuşurken içten olmalıdır. Laf olsun diye söylenen, “Sana güveniyorum” sözünün bir işe yaramayacağını bilmek gerekir.

Sınavlar gelip geçer; ama aile içindeki ilişki zedelenirse ileride daha büyük sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, sınav uğruna çocuklarınızla aranızı bozmayın.

Çocuğunuzla birlikte neşeli ve hoş vakitler geçirmeye gayret edin. Onu sevmenizin sınav başarısıyla ilgili olmadığını, onu evladınız olduğu için sevdiğinizi davranışlarınızla ve sözlerinizle çocuğunuza hissettirmelisiniz.

Anne-baba olarak olumsuz düşüncelerinizi olumluya çevirin.

Kaygının, bulaşıcı bir duygu olduğunu unutmayın. Sınav hakkında çocuğunuzun kaygı duymasını istemiyorsanız, öncelikle sizin bu kaygıdan uzak durmanız gerekiyor. Unutmayın, siz rahat olmazsanız, çocuğunuz da rahat olamaz.